OKUMA SÜRESİ 5 dk
Gelmiş geçmiş en iyi serbest tırmanıcılardan kabul edilen, Alex Honnold'un beyin aktiviteleri nörobilim araştırmacıları tarafından görüntülenince konu bizim de radarımıza girdi. Umuyoruz sizin de ilginizi çeker.
Alex Honnold’ın isminden türemiş bir fiil de varmış. “Honnold gibi yapmak” ya da genelde yazıldığı gibi “honnoldlamak”. Yüksek ve riskli bir yerde, sırtınızı duvara vermiş vaziyette, aşağıda gördüğünüz dipsiz kuyuya bakarak durmak anlamına geliyor. Yani korkunuzla karşı karşıya kalmak diyebiliriz.
Bu fiilin sözlüklere geçmesine ilham veren de Honnold’ı Yosemite Ulusal Park’ında yerden yüzlerce metre yüksekte hiç bir koruma olmadan çeken fotoğrafçılar. Honnold dapdaracık kayalığın kenarından yürüyüp gidiyor, giderken duvara sürtünüyor, ayak parmakları boşluğa değiyor ve evet 2008’de Half Dome’un tam granit yüzeyine tek başına ve hiçbir şekilde ip kullanmadan tırmanan ilk kaya tırmanışçısı olmayı başarıyor. Dengesini bir ân kaybetseydi, çok aşağılarda görünen toprağa düşmesi bile 10 saniye sürecekmiş. Bir. İki. Üç. Dört. Beş. Altı. Yedi. Sekiz. Dokuz. On. Düşününce bile insanı terletiyor. Peki, Honnold bunları yaparken beyninde neler oluyor?
Honnold dünya tarihinin şimdiye dek gördüğü en büyük serbest solo tırmanışçısı; ip ya da herhangi bir koruyucu ekipman kullanmaksızın tırmanıyor. Bu da demek oluyor ki solo tırmanış yaptığı o epik ânlarda saatlerce ölüm ile yüzyüze vakit geçirebiliyor. Bazı tırmanış rotalarının en zor kısımlarında, parmaklarının kayaya insanların çoğunun telefonlarının ekranlarına dokunduğundan daha fazla dokunamadığı ânlar yaşıyor.
Honnold’ın videolarından birini sadece izlemek dahi çoğu insanda baş dönmesi, kalp çarpıntısı yahut mide bulantısına sebep olabiliyor; tabii videoları izleyebilirlerse. Hatta Honnold'un da kendini izlerken avuçları terliyormuş.
Bütün bunlar Honnold’ı dünyanın en ünlü kaya tırmanışçısı kılıyor. National Geographic’in kapağında, 60 Dakika programında, Citibank ve BMW’nin reklamlarında ve pek çok viral videoda yer aldı. Yapılan röportajda kendisi korku hissettiği konusunda ısrarcıymış fakat yaptıklarıyla aynı zamanda korkusuzluğun simgelerinden biri haline gelmiş durumda.
Peki, tüm bunları yaparken Honnold'un beyninde neler olup bitiyor.
MRI teknisyeni James Purl and nörobilimci Jane E. Joseph, Honnold'u beynindeki korku düzeyini ölçümlemek için MRI tüneline sokarken.
©2016 NGC Network International, LLC and NGC Network US, LLC
Honnold, nörobilim araştırması dahilinde, kanallar arası zap hızında geçen neredeyse 200 görüntüye bakmış. Fotoğrafların Honnold’ı rahatsız etmesi yahut heyecanlandırması ve böylelikle görüntüleme yapılması amaçlanmış. Bu tip testler nöropazarlama araştırmalarında kullanılabiliyor. Araştırmada kullanılan fotoğraflar normalde pek çok insanın amigdalasında güçlü bir tepki uyandıracak cinsten görüntülermiş. Hatta araştırmacı diyor ki; “Dürüst olmak gerekirse ben bazılarına bakmaya dahi dayanamıyorum” Bu görüntülerin arasında yüzündeki bazı yerler kan revan içinde yer değiştirilmiş cesetler, dışkılarla dolu bir tuvalet, tüylerini Brezilya tarzında tıraş eden bir kadın ve iki uyarıcı dağ tırmanışı sahnesi vardı.
“Belki de Honnold’ın amigdalası canlanmıyordur; bu uyaranlara karşı hiçbir içsel tepki vermiyor” diyor araştırmacı ve “Fakat belki de o kadar bilenmiş bir düzenleme sistemi vardır ki böyle uyaranlar gördüğünde ‘Tamam, bütün bunları hissediyorum, amigdalam alevleniyor’ diyordur fakat frontal korteksi öylesine güçlüdür ki onu sakinleştirebiliyordur” diye de ekliyor.
Taramalar sonucunda Honnold’ın beyni (sol) benzer yaşlardaki bir kaya tırmanışçısının beyniyle -bir kontrol nesnesiyle (sağ)- kıyaslanıyor. İlgi merkezi amigdalayı işaret ediyor, korkuyu tetikleyen bir grup çekirdek iş başında görünüyor. Her iki tırmanışçı da aynı uyarıcı imgelere bakıyor fakat kontrol nesnesinin amigdalası alev alırken, Honnold’ınki hiçbir faaliyet göstermeksizin durağanlığını koruyor. Fotoğrafta + işaretinin olduğu alana bakabilirsiniz.
Fotoğrafta + ile işaretlenen alanlar Amigdala'yı gösteriyor. Kontrol objesinin amigdala'sı aktifken, Honnold'unkinde hiç bir aktivasyon bulunmuyor. ©2016 NGC Network International, LLC and NGC Network US, LLC
Araştırmada Honnold’ın amigdalasını kıyaslamak için yüksek heyecan peşinde ve benzer yaşlarda bir başka kaya tırmanışçısını kontrol nesnesi olarak kullanmışlar. Tıpkı Honnold gibi, kontrol nesnesi de tarayıcıda gördüklerinin kendisini hiçbir şekilde uyarmadığını bildirmiş. Fakat iki adamın bu yüksek uyarıcı fotoğraflara verdiği tepkilerin -beyin faaliyetinin elektrik moruyla işaretlendiği- fMRI görüntülerinde, kontrol nesnesinin amigdalası epey aktif görünüyor. Honnold’ın amigdalasıysa gri renkte. Hiçbir şekilde faaliyet göstermiyor.
Araştırmacı kontrol nesnesinin amigdalası ve diğer beyin yapılarının “ışıklandırılmış bir Noel ağacı gibi göründüğünü” söylüyor. Honnold’ın beynindeki tek faaliyet ise görsel girdiyi işleyen bölgelerde gerçekleşiyor ki bu da sadece uyanık olup ekrana baktığını teyit eden bir veri. Beynin geri kalanında yaşam belirtisi yok; siyah beyaz renklerden ibaret sadece.
“Beynimde pek bir şey olup bitmiyor” diyor dalgın bir hâlde Honnold. “Hiçbir şey yapmıyor resmen.”
Beyin sapının hemen yakınında bulunan 'beyin ödül merkezi' arzu ve haz uyandıran bir nöro-transmitter olan dopaminin başlıca işleyicilerinden biri. Yüksek duygu ve arzuların peşinden koşan kişilerin gerekli dopamini sağlamak için diğer insanlardan daha fazla uyarılmaları gerektiği biliniyor. Adaptasyon yeteneği oldukça gelişmiş varlıklarız.
Neredeyse her insanın dehşet içinde kendini kaybetmesine sebep olacağı yerlere Honnold'un ip kullanmadan tırmanabilmesinin ardında da bu koşullara olan adaptasyon yatıyor. Araştırmacılara göre Honnold’ın beyninde aktivasyonun olmadığı gibi muhtemelen tehdide karşı bir tepki de gelişmiyormuş. O yüksekliklerde tırmanış yapan birisinin zaten sıra dışı bir beyni olmalı.
Nörobilimciler Honnold’ın beynindeki korku merkezinin hiçbir yerinde herhangi bir faaliyet bulgulayamamışlar.
1980’lerden beri beynin tehdit karşısında verdiği tepkiler üzerine çalışan Joseph LeDoux adlı bir nöro-bilimci (New York Üniversitesi) Honnold’ınki gibi hiçbir aktivasyon belirtisi göstermeyen fakat normal bir amigdalaya sahip kimseyi duymadığını söylüyor. Hatta Honnold’ın aşırı uyarılmadan ötürü amigdalasını yakmış olabileceği ihtimalini bile düşünmüş.
Honnold'un da korkuyu nasıl yendiğini düşündüğü zamanlar olmuş. Tabi kendisine “Bu korkunç bir durum değil” diyormuş, “çünkü yaptığım şeyin ta kendisi bu.”
Makalenin orijinalini okumak için: ”Nautil.us: Strange Brain of The World's Greatest Solo Climber”.