Eski çalışma arkadaşımız, şimdinin Apple Art Direktörü Mel Zahar ile bir tasarım sohbeti.
Mel Zahar, Mısırlı bir Art Direktör ve Tasarımcı. Kreatif becerileri ve teknik bilgisiyle yönettiği ve tasarladığı işlere bütüncül bir bakış açısı getiriyor. 2009’dan beri Nike, Apple, Tesla ve Beats By Dr. Dre. gibi markalara multimedya ürünleri ve görsel deneyimler tasarladı. Biz de kendisiyle, yabancı gözüyle Türkiye’de dijital kreatif ajans ve tasarım algısı, insan faktörü, kültür ve trendler üzerine konuştuk.
Türkiye’de çalışmak ve tasarım yapmak nasıldı? ABD ile karşılaştırmak ister misin? Bir de neden ABD’yi tercih ettin?
Melz: En iyi günlerimi İstanbul’da geçirdim diyebilirim. Epey gençtim, öğrenmek ve ilerlemek yönünde hayallerim vardı. Türkiye gerçekten dev bir pazar. Her açıdan süper zengin bir kültür var. Ülkedeki yaratıcı iş miktarı da gerçekten inanılmaz. Öte yandan ABD fırsatlar ülkesi. İlerlemek baskı ve çok çalışmayla oluyor. Doğduğunuz ülkede olmadığınızda üzerinizdeki baskı otomatik olarak artıyor. Hele böyle dev pazarlarda çok daha fazla çalışmak lazım. Çok hızlı adapte olmak ve fırsatları yakalamak gerekiyor.
Melz: ABD’de yaşamak aslında tam olarak hedefim değildi. Benim amacım Nike, Apple gibi kurumlarla yakından çalışabilmek ve içerikte daha fazla kontrol sahibi olmaktı. Dünyanın öbür tarafında yaşarken bu pek mümkün olmazdı.
Şu sıralar nelere odaklanmış durumdasın? Sırada neler var, biraz daha açar mısın?
Şu anda Apple’da Art Direktör olarak bir ürün kategorisi üzerinde çalışıyorum. Donanımın görselleştirilmesi, hem statik hem de hareketli görsellerin Apple pazarlama departmanı için hazırlanması tarafındayım. Ürün yaratmayla da ilgileniyorum. Bir marka oluşturuyor ve onun için deneyimler tasarlıyorum. Son olarak da metaverse ve VR deneyimleriyle ilgileniyorum.
Son zamanlarda yapay zeka ile üretilmiş işleri sıklıkla paylaşıyorsun. Peki yapay zeka tasarım için nasıl bir araç sence?
Melz: Sanırım yapay zekanın çağı başladı. Tüm tasarımcı ve sanatçılar teknolojiyi kucaklamalı. Bunu kendileri için faydalı olacak şekilde kullanmalı. Ben şahsen bunu büyüleyici ve çok yönlü buluyorum. Sadece birkaç kelime yazarak yapay zeka aracılığıyla tasarım fikirleri yaratmak mümkün. Bu sayede daha isabetli kararlar veriyoruz. En hızlı şekilde neyin işe yarayacağı neyin yaramayacağını görüyoruz. Saatlerce interneti dijital yaratıcılık fikirleri ve referans fikirler bulmak için taramak zorunda kalmıyoruz.
Şu anda araç olarak Midjourney’i kullanıyorum. Dall-E için de davet bekliyorum açıkçası. Benim burada ana kullanım amacım daha sonra çıkacak fikirler yaratmak. Ardından CGI ve foto araçlarına geçiş gerçekleşir böylece.
Fuat: Midjourney’i bugünlerde ben de deniyorum. Henüz daha çok deneysel olarak bakıyorum. Ancak yapay zekanın sunduğu olanaklar grafik tasarım proje fikirleri ve görsel fikirler üretmek açısından müthiş.
Tasarımcı olarak düşünme ve tasarlama sürecini paylaşır mısın?
Herhangi bir fikir düşünmeden önce müşteri brief’ini ve hedeflerini incelerim. Mesajın ve ihtiyacın farkında olmam lazım. Böylelikle araştırmaya, analiz etmeye ve harika referanslar bulmaya başlıyorum. Fikirler ve dijital yaratıcılık da genellikle buralardan gelir. Bu fikirleri mümkün olduğunca çok sayıda eskiz yaparak görselleştiriyorum. Sonra da gerçekten neyin işe yarayabileceğini seçip gerisini eliyorum.
Son olarak, bana göre en eğlenceli bölüm olan yürütme kısmı başlıyor. Yani güzel fikirleri almak ve onları mümkün olan en iyi kalitede ortaya koymak.
Beğendiğin tasarımcılar kimler?
Melz: Birçok stüdyo ve tasarımcı var işlerini takip ettiğim. Örneğin Ars Thanea, Ash Thorp, Nando Costa, Man vs Machine, Future Deluxe, Tim Zarki bunlardan bazıları.
Tasarım sürecinin bir parçası da renkler. Bunları gerçekten de iyi kullanıyorsun. Renkleri nasıl seçiyorsun?
Melz: Renkler aslında kelimeler, duygular ve düşüncelere çok benzer. Çünkü hepsi de birbiriyle bağlantılıdır. Marka büyüklüğü, ürünün doğası veya felsefesi gibi kelimelere dökemeyeceğiniz şeyleri renkler iletir. Renkleri kullanıcıya hissettirmek istediğim duyguları göz önünde bulundurarak seçiyorum. Kişisel işlerimde de kendi stilimi tanımlamak için yine renkleri kullanıyorum.
Bugünün dünyasında insanların vakti az. Etki almayan bir ürünün, görselin veya kullanıcı deneyiminin hayatta kalma şansı yok. Bu noktada sürtünmesiz tasarım yapmak ve kullanıcıların bilişsel düzeyde zorlanmamalarını sağlamak günden güne önem kazanıyor. Çalıştığın markalarda bu tip bir deneyimin oldu mu? Olduysa bu sürece dair neler paylaşmak istersin?
Melz: Elon Musk’ın dediği gibi “Rehbere ihtiyacı olan ürün bozuktur.” İnsan psikolojisi, duygu ve davranışlarını anlamak, iyi bir ürün için şüphesiz anahtardır. Bu yüzden sürekli analiz ve araştırmaların markaları büyüttüğüne inanıyorum. Açıkçası bu noktada nöropazarlama araştırmaları ve müşterilere sunduklarınızı öğrenmeyi de çok isterim.
Fuat: Aslında biz bir araştırma şirketi değiliz. Ama tabii ki araştırmanın ve verinin gücüne inanıyoruz. Türkiye’nin lider nöropazarlama araştırmaları şirketi ThinkNeuro ile gerektiğinde birlikte çalışıyoruz. Nöropazarlama alanında kullanılan ölçüm yöntemleri sayesinde müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözümleri üretiyoruz. Teknoloji olarak EEG ve Eye Tracking kullanıyoruz. Böylece bir deneyim esnasında kullanıcının nereye baktığı, o sırada ne hissettiği gibi veriler topluyoruz. Bu veriler sayesinde daha iyi bir son kullanıcı deneyimi mümkün oluyor. Zaman içinde belli prensipler oturmaya başladıkça ajans içindeki tasarım kültürüne de yerleşiyor. Kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi konusunda farkındalıklarımız artıyor.
Son zamanlardaki favori reklamların neler?
Melz: Apple’daki gizlilik kampanyasını söylemek isterim. Sinematik hikaye anlatımı yaklaşımını gerçekten çok sevdim. Bu yaklaşım aslında iyi bir mesajın doğru aktarımına ve kullanıcı zihnine dokunuşuna çok iyi ve eğlenceli bir örnek.
Dünya genelinde tasarımda sadeleşme akımı var. Bu akımın arkasındaki sebepler sence neler?
Melz: Sadelik daha fazla kullanıcının anahtarı ve aynı zamanda rekabeti yenmenin de bir yolu. Bugün pek çok global marka, pazardaki zorlu rekabete ve benzerleri olmasına rağmen böyle büyüdüler. Kullanıcılar doğası gereği kolay olanı seçer. Mümkünse hiç uğraşmadan bir şeyler yapmak isterler. Bu bile başlı başına bir iş fikri aslında. Örneğin piyasadaki bir ürünün kullanımını kolaylaştırırsınız. Kullanıcı deneyimi tasarımcısı bu sayede başarılı bir ürün geliştirir. Ürün piyasada zaten olduğu için ve kullanımı da kolaylaştığı için kullanıcılar yeni ürüne hızla geçiş yapacaktır.
Bu makaleyi okuyacak genç arkadaşlarımız için sormak istiyorum. Bu noktaya ulaşmak için nasıl çalıştın? Kendine nasıl bir yol haritası çizdin, paylaşmak ister misin?
Melz: Spesifik bir hedef belirlemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Tabii ki kendilerine pek çok plan yapmaları gerek. Çünkü planlar durumlara göre değişir. Hedefleri tasarlarken de en iyi işleri çıkarmaya odaklanmaları gerek. Küçük detaylara büyük önem vermeleri lazım. Bu benim İstanbul’da online arayüz tasarımı geliştirirken patronum Fuat Kanık’dan öğrendiğim bir şeydi. İşleri çevrimiçi olarak yayınlamak, trendleri izlemek ve o trendlerde üretmek, en iyiden öğrenip asla yaptığın işe takılıp kalmamak gerek. İyi tasarımcılar yaptıkları işlerden her zaman şüphe ederler. Onları iyi şeyler duymak değil, kritikler mutlu eder. Ve yorumları dikkate alırlar.
Fuat: Bu noktada araya eklemek istiyorum. Sanki patron dediğimizde mesafeler çok açılıyor. Biz daha çok aynı şirkette birlikte çalışmış, aradan yıllar geçse bile samimiyeti kaybetmemiş iş arkadaşlarıyız. Bunu başarmak bence çok değerli. Zaman zaman iş arkadaşlarıma tabii ki tavsiyelerde bulunup bilgi aktarmaya çalışıyorum. Bu tavsiyemi dikkate almış olman ve sana yön vermiş olması benim için gurur verici. Paylaştığın için teşekkür ederim.
Ayakkabı, site veya bir poster... Bu ürünler birbirinden farklı olsa da temelde hepsi insana hitap ediyor. İnsan odaklı bir tasarım yaklaşımında neleri önemsiyorsun?
Melz: Bir kullanıcı olarak ne kadar bağ kurduğum önemlidir. Bir tasarımcı olarak ilgimi tetikleyen şeyin, tasarımın doğruluğu olduğunu düşünüyorum. Tasarım tadı önemli ama masaya yeni bir şey getiriyor mu? Tanıdık gelmiyor mu? Renkler daha önce mümkün olduğunu düşünmediğim benzersiz bir şekildeyse dikkatimi çeker. Bunlardan birçoğunu özellikle iç mekan tasarımı dünyasında buluyorum.
İşlerini merak edenler nasıl görebilir?
Melz: İşlerimi www.melzahar.com veya IG mel.zahar. adresinden takip edebilirler.
Fuat: Teşekkürler Mel.