Hayatın birçok alanında farklı algılara sahip kadın ve erkekler, konu ilan tasarımına gelince de ayrışıyorlar. Bu durum hedef kitlesi kadın veya erkek olan bir ilanda olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.
Giyim sektörü başta olmak üzere birçok alanda markalar hedef kitle belirlerken ilk olarak kitleyi cinsiyetine göre ayırıyorlar. Uygun stratejiyi buna göre belirliyorlar. Reklam ajansına buna göre brief gönderiyorlar. İşte bu noktada, ajansın görsel tasarımları hazırlarken dikkat etmesi gereken hususlar var. Bu hususlardan biri de kadın ve erkek arasındaki algı farklılıkları. Bugünkü yazımızda, nöropazarlama dinamikleri üzerinden cinsiyet farkına göre ilan tasarımını konuşacağız.
Doğası gereği kadın ve erkek birçok alanda birbirine zıt bir tablo çiziyor. Bu farkın kaynağı, çevremizi nasıl algıladığımızdır. Erkek beyni analiz için daha sistematik bir yol izliyor. Kadın beyni ise daha çok empati odaklı çalışıyor. Bu durum kadınların ve erkeklerin ilanda gördüklerinin farklılaşmasına yol açıyor. Bu farklılaşma, markanın ilanda vermek istediği mesajın veya göstermek istediği figürün hedef kitleye ulaşması konusunda önemli bir nokta...
Gelin bu durumu örnekler üzerinden inceleyelim. Kadınlara hitap eden bu ilanda, hem kadın hem erkek denek grubu figürün yüzüne yoğun bir biçimde odaklanmıştır. Buna karşın erkekler göz hizasına yerleştirilmiş slogana daha çok bakıyor. Kadın denekler ise figürün yüzüne odaklanıyor.
Bu bakımdan, kadın hedef kitleye yönelik bir ilanda kadın figürün yüzünün gereğinden fazla dikkat çekmesi mesajın ulaşmasını engeller. Bu durum, ilanın hedef kitlesi de göz önüne alındığında nöro tasarım özellikleri açısından başarısız bir ilanı işaret etmektedir.
Bu ilanda, ilk ilandan farklı olarak figür tam boy yerleştirilmiştir.
Hem kadın hem erkek denek grubu ilk ilana oranla yüze daha az bakmışlardır. Bu sayede ilan üzerinde bulunan sloganı da görmüşlerdir. Ayrıca kadın denek grubu, erkeklerden farklı olarak kadının giydiği ayakkabıyı da incelemiştir.
Bu bilgiden yola çıkarak, figürün yüzünün daha küçük kullanılması ve dikkat çekmemesi deneklerin ilandaki diğer bilgilere de odaklanabilmesini sağlamıştır diyebiliriz. Yüzdeki ince detay arttıkça, kadın denekler yüze daha fazla ilgi duymakta.
Ayrıca figürün yüzü arka plandadır. Oysa ilandaki ayakkabı ve etek kadınlar nezdinde daha fazla ilgi çekmiştir. Bu durum bir giyim markasının arzu edeceği sonuçlardan biridir.
Bu bilgiler göz önüne alındığında hedef kitlenin kadınlar olarak belirlendiği ilanda, bu ilanın nöropazarlama dinamiklerine göre daha verimli olduğu aşikar.
Bu ilan çalışmasında ise figür yine tam boy olarak konumlandırılmıştır. Fakat yüzü metne ve vücudunun ön bölümü kameraya dönüktür.
İlanda, hem kadın hem de erkek denek grubu içeriğe odaklanmıştır. Ancak figürün yüzü ilanda küçük bir alan kaplıyor. Gözleri pek görülmediği için deneklerin figürün bakışından etkilendiğini söyleyemeyiz. İlanda bakış açısı hakkında daha fazla bilgi almak için Nöropazarlama Örnekleri II. yazımızı okuyabilirsiniz.
Ek olarak iki denek grubu da cinsel bölgelere, mesaja ve yüze odaklandıklarından daha yoğun olarak odaklanmışlardır. Bu durum ise marka için istenmeyen bir sonuç olabilir.
İlanlarda amaç bazen algı oluşturmak, bazen markayı tanıtmak, bazen de bir mesaj vermektir. Bu mesajın promosyon, indirim veya marka söylemi olması mümkün. Buna göre marka figürün yüzünün veya kıyafetlerinin tüketicinin ilgisine sunulmasını isteyebilir. Bu nedenle öncelikle proje aşamasında titiz davranmak gerekir. Markanın öne çıkarmak istediği unsurun ne olduğunu açık şekilde belirlemesi şart. Ardından fotoğraf çekimi buna göre gerçekleşmeli.
Özetlemek gerekirse,
Nöropazarlama dinamiklerini göz önüne almayan bir ilanda, ufak ayrıntılar bile mesajın hedef kitleye ulaşmasını zorlaştırır. Zaten ilanlar tüketicinin ilgisini sadece birkaç saniyeliğine çekiyor. Günümüz iletişim dünyasında, öngörülemeyen unsurlar markaların imajlarına zarar verebiliyor. Bu nedenle pazarlama çalışmalarının nöro tasarım özellikleri ve her türlü veriden beslenmesi önem arz ediyor.
Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayın lütfen!