Yılda 400 milyar doların döndüğü pazarlama ekonomisinde paranın en doğru şekilde harcanması önemli bir konudur. Bu durum markaya ciddi bir sorumluluk yüklüyor.
“Nöropazarlama neden geliştirildi?” sorusunun cevabı aslında çok basit. Günümüzde şirketler pazarlama aktiviteleri için yılda yaklaşık 400 milyar dolar harcıyor. Söz konusu meblağ bu kadar yüksek olunca paranın en doğru şekilde harcanması ve geri dönüşünün olması önemli hale geliyor. Bu durum hem reklamcıların üzerine hem de müşterilerin üzerine ciddi bir sorumluluk yüklüyor.
İşte bu noktada nöropazarlama araştırmaları daha az para harcayarak daha etkili reklamlar üretmenin önünü açıyor. Reklamın etki alması için, önce etkinin alınacağı yer olan insana bakmak gerek.
Çağ, teknoloji ve bilim çağı. Reklam sektörü de buna ayak uyduruyor, uydurmalı.
Daha fazla sponsorluk, TV reklamı, afiş veya banner daha fazla marka bilinirliği demek gibi konvansiyonel metotlarla hazırlanan kampanyalar markanın ekonomik yüklerini artırıyor.
Ufak bir örnek vermek gerekirse,
Son 20 yılda gelişen teknoloji ve artan mecra sayısı ile tüketiciye ulaşmak için birçok yol ortaya çıktı. Bununla birlikte tüketici durmak bilmeyen bir mesaj bombardımanıyla karşı karşıya. Buna karşın mesajların çok küçük bir kısmı tüketici tarafından algılanabiliyor.
Yani doğru bir medya planlamasıyla tüketiciye ulaşılsa bile tüketicinin mesajı algılamamış olma ihtimali oldukça yüksek.
İşte bu nedenle tüketicinin aklının nasıl çalıştığını anlamak lazım. Tüketicinin odaklanma alanlarını öğrenmek markalar için bir lüks değil ihtiyaçtır. Nöropazarlama bu noktada devreye giriyor. Markalara, hazırladıkları görsellere tüketicinin vereceği tepkiler hakkında bilgi sağlıyor.
Başarılı bir reklam kampanyası hazırlamanın en önemli kriterlerinden biri tüketiciyi anlamak. Bu amaçla yapılan geleneksel araştırmaların ne kadar sağlıklı içgörüler sağladığı ayrı bir soru işareti.
Örneğin tüketicinin satın alma tercihlerini anlamak için yapılan anketlerde tüketicinin algısı 25. dakikadan sonra dağılıyor. Canı sıkılan tüketici sorulara özensiz cevaplar veriyor. Sizce bu anketin sağladığı içgörülerle ne kadar doğru bir reklam kampanyası hazırlamak mümkündür?
Ayda 400 milyar doların harcandığı bir sektörde müşteriler bu araştırmalara güvenmek istiyor. Problemin temelinde ise tüketicilerin zihninde yer alan bilinç dışı etkileri görememek var. Hatta kendileri bile bu etkilerin farkında değil.
İşte bu noktada devreye tüketicinin bilinç dışı hareketlerini inceleyen nöropazarlama giriyor. Aslında kısaca nöropazarlamanın ortaya çıkma nedenlerinden biri doğru içgörüyü sağlamaya duyulan ihtiyaç.
Tüm bu bilgiler ışığında olaya baktığımızda az çok nöropazarlamanın neden ortaya çıktığını anlıyoruz. Sektör büyüyor, yatırımlar artıyor. Buna karşın tüketicinin reklamlara olan dikkati azalıyor. Bu nedenle reklamlarda nokta atışı yapmak gerek. Nöropazarlama nokta atışı yapmaya olanak sağlayan bilgiler veriyor.
Sizce de “Nöropazarlama neden geliştirildi?” sorusunun cevabı çok açık değil mi?